Öncelikle, 1993 yılında (25 yıl önce) bir kadının Başbakan oldugu bir ülkedeyiz; o nedenle kendini kadın olduğun için ayrıcalıklı hissetmelisin evet, ama öyle değil... Şöyle ki; şantiyede çalışmaya cesaret edebilmiş, tabulara aldırmayan cesur ve modern bir kadınsın. Konumuza dönelim;
Her yeni mezunun yaşadığı sorunları yaşıyorsun. Özellikle bizim mesleklerde, malesef okul sadece proje departmanlarına yönelik teorik mühendisler yetiştiriyor. Şantiyede lazım olan, insan, zaman, risk, kriz yönetimi gibi becelerileri kazandıramıyor. Bunlar tecrübe ile olacak şeylerdir. Bu durumda, eğer üstlerin ve/veya altında çalışan formenler, ustalar biraz kötü niyetliyse, senin bu sudan çıkmış balıklıgından faydalanabiliyorlar. Bunun çeşitli yolları var. Senin yaşadıgın sözlerinin geçersiz kalması da bunlardan birisi.
Ne yapabilirsin?
Öncelikle sabırlı olmalısın. Senden daha çok bilen bir alt çalışanınla ilişki çok önemlidir. Çünkü hem ondan öğrenmeli, hem de lafını geçirtmelisin. Bu da hem iyi hem kötü polis olmaktan geçer. Bir kaç tüyo vereyim.
Bilmediğini gizlemene gerek yok. Zaman zaman hatta soracaksın bile. Bu onların gurururnu okşar elbette, bundan yüz bulup kötüye kullanmaya kalkabilirler. Tam da burada, bazen iyi bazen kötü polis olmalısın. Bir uygulamadan önce hepsinin fikrini almalısın. İnternette naraştırmalı bize sormalısın. Fakat en son analiz iyapıp karar verici sen olmalısn. O sana şefim birşey olmaz diyecek, sen olur diyip döktürmeyeceksin betonu. O sana şefim olmaz diyecek, sen bal gibi olur deyip gerekirse söktüreceksin demiri. Bu yetkin var, ve bunu bir kaç kez yaptıktan sonra gereken saygınlıgı kazanırsın. Ha bunu yapabilecek ortamın yoksa, mühendisininin arkasında durmayan, formen firmasındaysan, zaten ayrıl oradan.
Bu şekilde sert yeni mezunlar pek sevilmez. San birşey öğretmezler. Yeni mezun şantiye şefindne çok ustalarından iş öğrenir. Burada artık kola ısmarlama gibi iyi polis davfranışları devreye girer. Şantiyecilikte bu çok önemli. Sabah bağrış çağrış tartıştığın Ahmet Kalfa ile öğleden sonra kola için espri yapabilmelisin.
Bir diğer taktik ise bildğin konuların üzerinden git.Bir sonraki imalatta, bir önceki öğrendiklerini sert bir şekilde uygulat. Birşeyleri bildğin hissiyatı onlarda herşeyi bildğin şeklinde uyanacak, sen bilmesen de onlar biliyormuşsun gibi itaat edecektir.
Zaman zaman küçük çakallıklar yap. Örneğin sana verilen bir işi nasıl yaptıracağıgını bilmiyorsan, o işi yap de. Şefim nasıl olacak derlerse, Ahmet Kalfam yılların tecrübesi sensin onu da bana anlattırma gibisinden yaklaşımlarda bulun.
Bunlaroın formülizasyonu yok, ezberi de yok. Sadece örnek verdim ufkunu açmak için, zira bunlar zamanla tabir-i caizse bizim "kaşarlanma" dediğimiz süreçten sonra olmaktadır.. Sadece bakış açını genişletelim ki o süreci daha hızlı tamamla.
Teknik olarak, projeye adın kadar hakim ol. Projeye uygun olmayan herşeye müdahale et. Üstüne bildir, senden çıksın.
Kalıp kapatılmadan, donatıların uygunlugu ve temizliğin bak. Projeye uygun mu? filizlerde beton dökümünden kalma şerbet var mı, mesela? Paspayları yeterli mi? Kalıp yaglanmış mı, kalıplar kullanıma uygun mu yoksa çok eskimiş mi ?
Beton dökülmeden önce kalıbın topografik kontrolleri yapıldı mı? Haritacı uygunluk verdi mi .
Beton dökülürken hortumun döküm yüksekliiği uygun mu? Yoksa segregasyona sebebiyet verecek yüskeklikten mi dökülüyor ? Betondan numune alındı mı, slumpı uygun mu? Birkaç soru öncesinde bununla ilgili bilgi verilmişti. Yapısor'u her boş vaktinde oku, burada deniz deryası bilgiler var. Neyse konuya dönelim, vibratör uygun kullanılyor mu ? Benim yazım var, beton dökülürken dikkat edilecekler diye, araştır bul oku.
Bu tarz bir kaç bilgi ile yola başla, bunları uygulatmaya çalışırken hem ya bu şef biliyor diye saygınlıgın olacak, hem de bu arada yeni şeyler öğrenceksin.
Aklıma geldikçe güncellerim
Başarılar