'' 30bin kadınla nasıl birlikte oldum, yaz arkadaşım. ''
Gördüğüm/uyguladığım kadarıyla dilim döndüğünce silsileyi yazıyorum;
p.s i love you - taşeronların hepsinin ayarlandığını varsayıyorum, onu da istersen hangi program aralığında hangi taşeronla irtibat kurduğumu da anlatabilirim-
Hadi başlayalım.
Kaba yapıyı sürdürürken, duvar taşeronunun işçi gücüne göre, 6. 7. kat dolaylarında duvar ekibini imalata alırız.
Duvar ekibini takiben yine elektrik ve mekanik ekiplerinin işgücüne göre, takriben duvarı takip eden 3 hafta sonra da bu ekipleri imalata dahil ederiz, lakin burada mekanik işlerinin ayrıntısı biraz cafcaflı. mekanik işleri kendi içinde daha ayrıntılı bir programlama ile dahil edilir çünkü mekanik lanettir(tanrı hepinizi korusun) mekaniğin iş-yükü ince işlerde en sıkıntılı 2. kalemdir(1.si sıvacılar)
şimdi buradan sonrası, 2. bir uyarıya kadar değişkenlik gösterecek; o yüzden burayı çift çizgi arasına alacağız -spoiler burası hep-
Öncelikle alçıpan, çelik konstrüksiyon, kör kasa, niş... gibi işler varsa bunlar proje detaylarına göre elektrik ve mekaniğin peşinden(yani imalat sürerken) devreye alınır, ancak işin pis kısmı bu işlerin önünde ve ardından elektrik-mekanik-sıva-duvar işleri olur. yani burada silsileyi proje detayına ve ödeme durumuna göre şekillendireceğimizden burada sıra kayar(çoğunlukla da şantiye şefine kayar, çok acıklı)
-spoiler bitti-
elektrik ve mekaniği takiben- çokcana elektrikçinin arkasından kısa bir süre sonra(mesela elektrik 3-4 kat ilerlediğinde)- sıva ekibini imalata alırız. bu sıva ekibiyle birlikte dış cephede kim var kim yoksa işe dahil edebiliriz çünkü bunlar birlikte şahane ilerler birbirlerinin açıklarını çok iyi kapatırlar.
dış cephede yalıtım malıtım(kürtçe ne tuhaf bir dil, kürtçede ikilemeler acayip yaygın ben de çok şaşkınım) sürerken peşine doğramacıları(kimse de dememiş; yukarıda çelik işinin devamına kör kasa işini yapıştırmışım, ''kör kasayı ahşaptan mı yapıyorsun hacı sen ?'' diyen olmamış. neyse )
içeride sıva ile dış cephe ilerlerken peşine doğramacıyı takarsın. (burada şöyle bir nüans var; eğer hava soğuksa doğramacıyı önce de şantiyeye sokabilirsin fakat o sıvacı o doğramaları hiç eder, o yüzden doğramacıyı sıvacının peşinden sokabiliyorsan eğer bu yolu denemelisin - sıvacılara sürekli rampa ! )
doğramanın peşinden şap'ın öncesinden(...esasında doğramayı erteleyebildiğin kadar ertelemek iyidir, şapın da ardına koyabilirsen çok iyi olur ama bu seviyeye gelene kadar işçilerden gelen sosyal baskıyı kaldıramayabilirsin, doğramaları öteleyebildiğin kadar ötelemek hayat kurtarır(bence)) nerede kalmıştık, şapın öncesinden zeminde kalacak bütün işleri yapman lazım (varsa geometrik düzeltmeler, yerden ısıtma hatları, süs yapılarının temelleri, borulama v.s ne varsa şapın altına salacaksın.) Şap bütün betonlar gibi temizliktir, bir kata şapı döktünmü tamam, kafalar pırıl pırıl hata mata ne varsa unutursun, ohhh tertemiz.
şimdi şap'a kadar geldik ya; aslında burada şapın sıralaması duvar ya da sıva sıralamasının önüne geçebilir çok bi' problem teşkil etmez fakat şap'ı atmaya karar verirken en önemli şey tesisatın doğruluğundan emin olabilmek. çünkü şap öncesi işler güllük gülistanlıktır, hata olursa hemen çözebilirsin ama şap sonrası (şapı bir sıva aracı olarak görürsek aynı durum bütün sıva araçlarında bu şekildedir esasında) sap sonrası mesela tesisatta olan bir hata iskipli mustafa isyanı gibi bir ''off''lamalara sebebiyet verebilir şantiyede. o yüzden şap'tan önce aşağıda kalacak imalatları iyi bir kontrol edip çalışıp çalışmadığına bakmak gerekir-
devamında;
kaba yapı ilerler
içeride duvar ilerler, tesisatlar ve ıvır zıvır işler bunu takip eder arından da sıva-şap işleri gelir. doğramaları ne zaman takacağın sana kalmış, ama benim tavsiyem erteleyebildiğin kadar ertele. ''abi camlar litvanya'dan geliyor, sınırda takılmışlar'' filan de soranlara.
dışarıda ise, standart dış cephe işleri zaten akar gider: mantoloma sıvama süsleme. burada sıva işleri dış iç paralel giderse iyi olur, çünkü bunlar birbirlerinin hatalarını eksiklerini düzeltebilirler. dışarıdaki köşebenti unutur içeridekine taktırırsın - içerideki imalatı şişirir dışarıdakine geri çektirirsin v.s
bu sıva işi en çok kontrol etmen gereken iş aslında, çünkü son kullanıcının muhatap olduğu bir iş. burada ne kadar hassas davranırsan ileride kaymağını o kadar iyi yersin. Misal betonarme de kirişte 3 donatı koymazsın ömrün boyunca kimse anlamaz. Ama sıvada aynı hatta 3 cm kaydırırsın seramikte diş verir ve sövülmedik aile mensubun kalmaz -çok nankör bu iş-
Sıvanın işçiliği biraz fazla önemli. Önem sıralaman şu; seramik büyüktür sıva büyüktür çelik-ahşap işleri büyüktür geri kalan hepsi.
iğreniyorum bu sıva işlerinden. Herneyse şimdi konumuz bu değil...
Sıvanın peşine iç mimar devreye girer. sen sıvayı yapar çıkarsın elektrikçi mekanikçi iç mimar kol kola gezerler, bir ton şey söylerler çokcasını iplemezsin ''zamanında yapsaydınız kardeşim'' dersin.
bak bu kısım çok önemli; onlardan birisine taviz verirsen bitik ve yitik bir hal alırsın şantiyede. mottomuz şu; '' zamanında yapsaydınız kardeşim, senin işinle de mi ben ilgileneceğim(asla soru işareti ve tonlaması yok burada)'' ama esasında ''evet'' aslında sen ilgileneceksin, fakat şunu unutma inşaatın sahibi inşaatçıdır. mimar-içmimar-elektrik-elektronik-mekanik bunları basman lazım, çünkü eğer basmazsan yarın birgün asansörcü gelir ''brütte terazisizlik var'' der. Sen ona e o zaman rayını kaydır yarrr ee demezsen işler arka arkaya üzerine üzerine gelmeye başlar. Çünkü inşaatta temel prensip k=l/m değil, ''kendinden 1 önceki iş kalemine suçu at, kendi işinin eksikleri için de 1 sonraki iş kalemine pas at'' olduğu için(bunları hep önceki derslerde anlattık) bu adamlardan önünü alamazsın, bunları illa bastıracaksın, sana birşey demeye çekinmeleri lazım ki; önce kendileri bi' çözüm yolu denesinler olmadı en son sana gelsinler. Yoksa kabada çivi vardır duvarcı ağlar duvar kayar sıvacı ağlar sıva biter boyacı ağlar asansörcü ''Benim işim mm teknik'' der ''hadi lan oradan'' demezsen en çok o ağlar. Bunlara taviz yok. Hele iç mimariye hiç yok, milyon tane çözüm yöntemi var kalksın gitsin başka bir ürünü tercih etsin.
Ama etmez, işi hep kitlemeye çalışırlar, o yüzden iş sana gelmeden çözülmesi lazım.
Şimdi nerede kalmıştık, duvar bitti, çelik-ahşap işeri bitti, tesisat bitti, iç mimarinin görünmeyen ayakları bitti, şap bitti, hadi toyluğuna geldi doğrama işleri de bitti... geldi iç mimarinin görünen işleri.
Burada salacaksın iç mimara, iç mimar ağlayamadıkça problem yok. İsterse yapının ortasında levha ile Hakimiyet kayıtsız şartsız iç mimarlarındır yazsın, adam gelip sana ağlamasın da ne yaparsa yapsın. Çünkü artık bu noktadan sonrası bizim sefa zamanımız, bitti o ayazda/sıcakta çalışma şartlarımız, ''saat 03:00 oldu hala beton döküyorum'' ''ulan bu boyada kurtaracak mı ?'' yakarışlarımız. bırak iç mimara uğraşsın, sen sadece geometrik olarak ''yerinde'' mi onu kontrol edeceksin. Bildiğin ölçü mastar terazi gönye iletki pergel. iç mimarın ardına takarsın bi' tane ustayı o bakar ''yerinde'' mi diye. yerindeyse sabah işe 13:00'da gelip akşam 16:00 da kaçıp 2 bira çakarsın dünya kupasına nazır.
bu noktadan sonra yerindeyse sıkıntı yoktur, taaaki iç mimar ile tesisatçıların devir teslimine kadar.
cevaba sığmadığı için devamı yorum kısmında...