Sırasıyla yazıyorum.
-Temel matematik öğrenmeye başlıyoruz, biliyorsak ilerletiyoruz. Mat1 olarak adlandırılan matematik konularında ''profesyonel'' yetkinliğe geliyoruz ve sürekli küçük küçük antremanlar yapıyoruz.
-inşaat projesi okumayı öğreniyoruz, projede gördüğümüz ''materyallerin''-'' temel işlevlerini ve mantıklarını bir bilene sorarak(burası önemli-çünkü diğer yöntemler zaman kaybı) öğrenmeye çalışıyoruz.
-birkaç proje inceledikten sonra, projelerde yer alan ortak noktaların ''yapım şeklini ve amacını'' öğreniyoruz - mesela projede demir(inşaat çeliği) varsa onun uygulama silsilesini öğreniyoruz - (çünkü ileride ''bu olmamış'' derken, ustanın perspektifinden bakabilmen gerekecek, çok acıklı)
-temel türkçe(türkçe 1) kitabı ediniyoruz, burada önemli olan ''okuduğunu anlama'' ve ''ifade'' kısımları. Bu matematik kadar elzem değil, arada bir bakınsak yeter.
- daha fazla proje incelemeye devam ediyoruz, bu inceleme aşamasında yavaş yavaş autocad'e merak sarıp autocad üzerinde karalamalara da başlayacağız. Bu kısmı en kolayı, internette eşşeğe autocad öğretebilecek(tam emin değilim, denemedim) yayınlar mevcut -zaten ''program'' öğrenmek için gerekli olan şey algoritmik mantık ve bol tekrar- bunlardan yararlanarak autocad'e başlıyoruz ufak ufak öğreniyoruz, proje okudukça autocad uygulamasını kafamızda daha da iyi oturtacağız zaten.
-yavaş yavaş turistik şantiye gezmelerine başlıyoruz, ustalarla 2 lafın belini kırıyoruz (burada en önemli husus yaz aylarında 2 tane 2,5' litrelik kola ve 3-4 tane bisküvi ile gitmemiz lazım (bisküvilerden en az 2 si; benim o kırmızı meyveler ve benim o muzlu olmalı) ustaların imalatı nasıl yaptığını nelere dikkat ettiğini(-ki bu öyle çok sık rastlanmaz) nelere dikkat etmediğini gözlemliyoruz. dikkat etmedikleri şeyleri çok aklımızda tutmuyoruz ama dikkat ettiği şeyler önemli, bir konuda çalışan işçi(usta) dahi birşeylere dikkat ediyorsa-bil ki- o aksiyom gerçekten elzem olanlar arasından 1 tanesidir. Ustalığın default özelliklerinden birisi; zaten gerekliliklerin bir çoğunu ''amaaan ondan birşey olmaz'' diye boşvermek olduğu için bu dikkat ettiği şey herneyse o çok kıymetli bizim için. Aynı işi yapan birkaç farklı usta grubu ile haşır neşir olunca da o işin ''piyasada'' nasıl yapıldığını/yapılması gerektiğini öğrenmiş oluyoruz -burada küçük bir trick vereceğim; bu pozisyonda en iyi öğrenme yöntemi ''birbirine kırdırmak''tır. Yani eğer bulabilirsen bir işi bırakmış ve yerine yeni bir ekip gelmiş bir kalemi incele; O yeni gelen ekip eski ekibi hobi olarak gömeceği için, uygulamada temel dikkat edilmesi gereken yerlerin %82'nini öğrenirsin. Veya da bunu yapamadıysan şunu kesin yapmalısın, aynı projede birbirini takip eden 3 işi görmen lazım.
Misal; kaba yapı, duvar, sıva. Bu 3ünün başında kabacının bazı hatalarını farkedeceksin o diyecek ki ''Ondan birşey olmaz'' bu kısmı hızlıca geç, sonra şunu diyecek ''bunları duvarcı düzeltir, 'tıkır tıkır yapar' '' Sonra duvarcıyı gözlemle, o kabacıya söverek başlayacak sonra sen onun hatalarını farkedeceksin ve bil bakalım onları kim düzeltir ? tabiki de sıvacı. duvarcıdan gelen ''bunları sıvacı düzeltir, 'tıkır tıkır' yapar'' kısmını da göğsünde karşıladıktan sonra sıvacıyı gözlemleyeceksin, o da duvarcıya... diye gidecek bu. En kötü ihtimal bunu yapmalısın, aynı projede birbirini takip eden en az 3 kalemin imalatında bulun. -kola bisküvi kısmını da unutma, çok paran varsa arada cips de al(acılı)- Zaten aynı proje aynı kalemde ekip değiştirse işte en iyi orada öğrenirsin, çünkü yeni gelenler eskilerin olan/olmayan bütün hatalarını ''Keyfekeder'' çaya sohbet malzemesi yapacaklardır.
-bu üstteki kısım önemliydi. şimdi bir başka önemli kısma geçiyoruz. ''tamam'' demek. Ben dikkat ettim; bir yapı-denetimcinin birinci vazifesi kombo halinde ''tamam'' diyebilmek. Neye karşı söylendiğinin bir önemi yok; ''abi olcayı sağ kanatta oynatalım mı'' deseler bile ''tamam abi'' / ''tabi abi'' diye refleks göstermek gerekiyor, yapı denetimcinin muhatabı olan kitle ''olmaz'' ''hayır'' ''bak abi'' gibi alternatif yaklaşımlardan asla hoşlanmıyorlar, hep seri ''tamam'' demen lazım. Bunun antremanını yeterince yaptıktan sonra da belediye de işler nasıl ilerler, evrak nedir nasıl takip edilir kısmına geçiş yapacağız ama bu kısım biraz çetrefilli.
Şimdi ben sana herhangi bir belediyenin haritasını çıkartırım ama o kadar vaktim yok, şunları bilmen yeterli; 1-belediye çalışanı; bu ülkede kendisini cumhurbaşkanından bir sonraki, başbakandan bir önceki yetkili olarak görür; asla öyle olmadığını iddia etmeyeceksin.
2- Her belediyede kesin bi' tane çok çalışan, bi' tane çok çalışmayan ama muhabbeti sağlam olan, bir tane de mevzuatın hepsine hakim olan ve 1 tane de güzel kız olur. bunları gözüne iyi kestir. Çünkü farklı zaman dilimlerinde hepsine işin düşecek. -ha unutmadan, o güzel kıza yazma boşuna onun başı bağlı- Bir de ''bey'' gibi ifadeleri belediye kapısının önünde bırak boşuna yanına alma x-rayden geçemezsin. Belediyede herkes ''hanım'' herkes ''abi''. ''selda hanım kırmızı kesinlikle sizin renginiz'' bu tamlamayı da unutma. O selda hanım gün gelir, adamı ipten alır.
-Şimdi geldik müteahhitlerle olan diyaloga. Standart bir müteahhit için zor yoktur imkansız zaman alır, bu yüzden bu tamam deme meselesini burada biraz abartıyoruz. mesela adam sana diyecek ki, ''su basman betonunu c10 dökeceğim aslanım'' sen hemen yapıştıracaksın ''abi çok iyi düşünmüşsünüz'' o sana hep ''şurada şöyle yapıyorlar'' diyecek sen ''ben onların ta'' diyeceksin, çok da yükselme ama unutma müteahhitin yanında sol açık oynayamazsın, forvet arkası oynaman lazım takımın sergeni o adam çünkü, aklından çıkartma.
Ne yaptık şimdiye kadar, mat1 olayını çözdük, proje okumayı ve çizmeyi öğrendik, projelerde olan genel imalat kalemlerinin teorisini, uygulama şeklini-kontrol şeklini ve yapılabilecek hataları ile o hataların nasıl düzeltilebileceğini öğrendik(o kolalar boşa alınmadı), tamam demeyi insan ilişkilerine yön vermeyi öğrendik, müşteri memnuniyetini öğrendik. başka... başka da çok birşey lazım olmaz.
Buradan sonra genel tavsiyeler var, mesela yabancı dil öğren; iş için lazım olmasa bile entelektüel haz için olacak. Bir tane yemeği çok güzel yapmayı öğren. En az 1 müzik enstrümanı çalmayı öğren. Ortamlarda sırıtmayacak kadar dans etmeyi öğren(ayıp değil bunların antremanını yapmak)
Bir de o çalıştığımız matematik var ya, hah işte o hayatımızın birçok yerinde lazım olacak. Özellikle de KPSS ALES şeytan üçgeninde(3.sü sürpriz)